Üniversite doçent kadrosu için başvuran adaylardan birinin yerine, jüri üyelerinin kişisel bağları olan bir başka adayın atandığı dava, akademik atamaların tarafsızlık ilkesini yeniden gündeme getirdi. Davacının, atamanın yapılmasından sonra jüri üyeleriyle ilgili şüpheleri ve sosyal medya fotoğraflarına dikkat çekmesi üzerine, davanın içeriği Danıştay’a taşındı.
Başvurusu reddedilen davacı, jüri üyelerinin objektifliğine ilişkin kuşkularını dile getirdi. Yapılan inceleme sonucunda, jüri üyelerinden birinin atanan adayın yüksek lisans tez danışmanı, diğerinin ise atanan adayla sosyal medyada fotoğraflarının bulunduğu tespit edildi. Bu durumun, jüri üyelerinin tarafsızlık ilkesine zarar verdiği ve dolayısıyla atama kararının iptal edilmesi gerektiği yönünde ilk derece mahkemesi karar verdi.
Ancak Danıştay, sosyal medya fotoğraflarının her zaman tarafsızlık açısından geçerli bir engel olmayabileceği kanaatine vardı. Mahkeme, fotoğrafların her somut olayda değerlendirileceğine karar vererek, bu özel davada jüri raporlarının objektifliğini etkileyebilecek bir durum olduğuna hükmetti.
Danıştay Sekizinci Dairesi, jüri üyelerinin seçiminde tarafsızlık ilkesine dikkat edilmesi gerektiğini vurgularken, akademik atama süreçlerinde belirlenen usul ve prosedürlerin titizlikle uygulanması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Bu karar, akademik dünyada jüri üyelerinin değerlendirmelerinin ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.
